Ahlaki gelişimlerini tamamlayamamış kişiler mobing yapıyor
İstanbul Kültür Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Derya Deniz mobingin psikolojik boyutu hakkında merak edilenleri yanıtladı.
Profesyonel yaşamın çalışanlardan beklediği; stres yönetimi, yoğun iş temposuna ve esnek çalışma saatlerine uyum gibi kriterler çalışanlar için bazen baskı unsuruna dönüşüyor. Çalışma yaşamının içinde kişinin bedensel, ruhsal ve zihinsel dayanıklılığını hedef alan mobbingin nerede başladığını, bileşenlerinin neler olduğunu anlatan İstanbul Kültür Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Derya Deniz, çalışma yaşamında baş edilmesi en az ispatlanması kadar zor olan mobbingin psikolojik boyutu hakkında merak edilenleri yanıtladı.
ANLIK KRİZ VE GEÇİCİ İLETİŞİM PROBLEMLERİNDEN FARKLI
Mobbingin işyerlerinde yaşanan anlık krizlerden, stres faktörlerinden ya da geçici iletişim problemlerinden farklı olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Derya Deniz, sürecin başlangıç noktasının çoğunlukla kişiler arasında bir zıtlaşma ile tetiklendiğini ifade etti.
Sorunun, iş kaynaklı olabileceği gibi kişisel sebeplerle de başlayabileceğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Deniz, süreç içerisinde genellikle, dolaylı ve incitici yolların tercih edildiğini dile getirdi.
BU DAVRANIŞLAR MOBBİNGİN GÖSTERGESİ
Mobbingin sistematik, sürekli, zamana yayılan sinsi bir süreç olduğunun gözden kaçırılmaması gerektiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Derya Deniz “Bu kapsamda beden ve ruh sağlığını hedef alan eylem ve girişimler var. Bunlar, mağdurla konuşmamak, mağduru sosyal gruplardan dışlamak ya da ağır bir iş yükü altında bırakmak, mağdurun dedikodusunu yapmak, değerleriyle alay etmek, taklidini yapmak, mağdura sözel, fiziksel şiddet uygulamak, cinsel taciz mobbing davranış kalıplarının başında geliyor. Sessizlik, kişiyi görmezden gelerek cezalandırma gibi son derece pasif, ispatı zor eylemler de bu kapsamda değerlendirilebilir” dedi.
MOBBİNG UYGULAYANA DAİR NET PORTRELER YOK
Mağdurların maruz kaldıkları sistematik, süreklilik arz eden eylemleri anlaması için üzerinden ciddi bir zaman geçmesi gerektiğini belirten Deniz, “Mobbing üzerine yapılan çalışmalarda mağdur olan kişilerin mükemmeliyetçi, hassas, sorumluluk duygusu yüksek gibi ahlaki nitelikler üzerinden tanımlanıyor ancak mobbing uygulayana ilişkin her zaman net bir portre çizilemiyor” dedi.
YETERSİZLİK DUYGUSU OLANLAR DAHA ÇOK MOBBİNG YAPIYOR
Dr. Öğr. Üyesi Derya Deniz, mobbing yapan kişinin, ön plana çıkan özelliklerini ise şöyle özetledi:
“Mobbing faillerine ilişkin araştırmalar; bu kişilerin genellikle yetersizlik duyguları ile boğuşan, karşısındaki kişileri kendisine tehdit olarak gören ve ahlaki gelişimlerini tamamlayamamış kimseler olduğu noktasında birleşiyor. Yanı sıra narsistik ya da antisosyal kişilik yapısında olanlar, sadistik kişilik özellikleri gösterenler, kin güden kimseler, paranoid (aşırı şüpheci) olanlar, kılı kırk yaracak kadar mükemmeliyetçi yapıdaki kişiler de fail olarak karşımıza çıkıyor. Bu kişiler söz konusu davranışları genellikle hayatları boyunca bir kişiye sergilemedikleri gibi bir kişi üzerinde mobbing davranışlarını sergileyip onu yıldırdıktan sonra hedef değişimine de gidebiliyorlar.”
MOBBİNGİN DOMİNO TAŞLARI: SALDIRI, DAMGALAMA, TRAVMA
Mobbing öyküsünün saldırganlık, damgalama ve travma olmak üzere genel itibarıyla üç sürece ayrıldığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Deniz, mobbingin başlangıç nedeni değişse de belli davranış kalıplarının değişmediğini belirtti.
Sürecin aşamalarını açıklayan Deniz, “Mağdurun iletişim kurması ya da sosyal ilişkilerden izole edilmesi ile başlayan saldırı süreci bir diğer deyişle ilk aşama. Bu aslında dikkatle yönetmesi gereken temel evre. Çünkü bu aşama, genelde mağdur tarafından geçici ya da baş edilmesi mümkün bir zorluk olarak değerlendiriliyor. Mobbingin ilk sinyali olan bu davranışların mesajları doğru okunmadığı takdirde; eylemlerin sertleşme ihtimali yükseliyor” dedi.
MOBBİNGİN FARKINDA OLDUĞUNUZU BELLİ EDİN
İlk evreyle karşı karşıya kalındığı noktada kişinin karşı tarafa söz konusu davranışların sakince belli edilmesi gerektiğini öneren Deniz, “Doğrudan bir iletişim kurarak sorunun ne olduğu üzerine konuşmayı talep edin ve çözüm odaklı aksiyona odaklanın. Çözüm odaklı aksiyonlar; işyerinde yönetim kadrolarını haberdar etmek, aile ve arkadaş çevresinden sosyal destek almak, ihtiyaç halinde çekinmeden konunun uzmanı bir psikolog ya da psikiyatristten yardım alınması olabilir” ifadelerini kullandı.
SALDIRGAN CEVAP, DAMGALAMA EVRESİNİ BAŞLATIYOR
Faillerin saldırganlık göstermeye başladığı ilk aşamalarda mağdur bekleyişte olursa ya da saldırgan davranışlarla cevap verirse bir süre sonra ‘damgalama’ evresi başlıyor diyen Deniz, mobbingin takip eden diğer aşamalarını şöyle anlattı:
“İşyerinde kendisine ilişkin zor ve problemli algısıyla baş etmeye çalışan mağdur; psikolojik ve fiziksel olarak yaşadığı yıpranmayla bir süre sonra çalışma verimliliği anlamında da açmaza giriyor ve yetersiz sıfatıyla damgalanıyor. Damgalama aşamasının mağdur açısından en trajik tarafı ise; bir süre sonra kendisine yüklenen tüm sıfatları içselleştirmesi. Saldırı ve damgalamanın çıktısı olarak değerlendirilebilecek üçüncü aşama ise travma. Saldırı ve damgalama aşamasında çözüm odaklı aksiyonun alınmadığı ve gereken desteğin sağlanmadığı noktada mağdurun; fiziksel ya da psikolojik problemler yaşaması ise muhtemel.”
PSİKOLOJİK SORUNLARI BERABERİNDE GETİRİYOR
Dr. Öğr. Üyesi Derya Deniz, mobbing sonucu psikolojik anlamda en sık karşılaşılan tablonun ‘Majör Depresyon’ ve ‘Travma Sonrası Stres Bozukluğu’ olduğunu söyleyerek, “İnsana en büyük zararı veren travma tipinin; insan eliyle, bile isteye meydana getirilen travmalardır. Özellikle kişinin tanıdığı, bildiği insanlar tarafından bu tür durumlara maruz kaldığında sonuçlar daha büyük olabilir” dedi.
MAĞDURLAR ÖN YARGILARLA KARŞILAŞIYOR
Mobbing davası hali hazırda devam eden ya da süreci hem hukuki hem de psikolojik açıdan geride bırakarak yeni bir sayfa açmaya hazırlanan mağdurların çeşitli önyargılarla da karışılabildiğini vurgulayan İstanbul Kültür Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölüm Başkan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Derya Deniz, ön yargılarla mücadele sürecinde önerilerde bulundu ve sözlerini şöyle tamamladı:
“Mobbingle ilişkili olarak şüphe ile yaklaşılacak unsurlar işyerinin kendisi ve faillerdir. Mağdura şüphe ile yaklaşmak oldukça sakıncalı bir tutum. Bu nedenle mağdur, ihtiyaç hissettiğinde hiçbir çekince duymadan destek almak adına adım atmalı. Bunu başardığında kendisi hakkında ne kadar doğru bir karar verdiğini mutlaka fark edecektir. Yaşamda ne yazık ki krizler, kayıplar, ayrılıklar ya da travmalar yer alıyor. Bunlar insanlar için oldukça zorlayıcı deneyimler. Kişinin bilişsel ya da duygusal süreçleri bu zorluklardan etkilenebilir. Biriciklik duygumuz ya da adalet istencimiz hasar görebilir. Önemli olan yaşadığımız bu olaylarla birlikte veya sonrasında düşünüş ve inançlarımızın nasıl şekillendiğidir. Kendimize ya da dünyaya ilişkin genelleyici, karamsar, rasyonel olmayan inançlar geliştirdiğimiz ve onları kılavuz aldığımız takdirde sorunlar devam edebilir. Bu durumda yeniden güven duygumuzu inşa etmekte zorlanabiliriz. İşe veya sosyal çevremize uyumda problemler yaşayabiliriz. Bunlara mahal vermemek için kişi, psikolojisindeki olumsuz değişimlere farkındalığı ve ihtiyacı uyarınca tıbbi ve psikolojik destek aldığında öz kaynaklarını daha iyi biçimde kullanabilir.”
(DHA)
Kaynak: MeslekHastaliği.net
Yayımlanma Tarihi: 22 Şubat 2021 Pazartesi