Yazar Üstün: Murat Ülker’i kutluyorum
Ekonomi yazarı Besim Üstün sosyal paylaşım sitelerinde ortaya atılan bazı iddialar hakkında bir yazı kaleme aldı. Doğuş Holding ve Yıldız Holding’in sendikasyon sürecini değerlendirdi. Yazısında “Hem Ferit Şahenk’i hem Murat Ülker’i hem de kapı gibi Türkiye’nin arkasında duran finans sektörümüzü bir kez daha kutluyorum.” dedi
İşte Ekonomi Yazarı Besim Üstün’ün dikkat çeken o yazısı;
Ferit Şahenk Türkiye böyle bir durumdayken büyük bir ustalıkla sendikasyonu başarıyla sonuçlandırdı ve dev holdingini güvenli bir limana çekti. Kutlamak lazım değil mi? Hem de var gücümüzle.Twitter’a bakın sanki Ferit Şahenk savaş suçlusu.. Yok efendim parayı kaçırmış da, yok efendim doları arttırmış da. Ne alaka? Sıfır alaka. Ferit Şahenk’in yaptığı büyük iş ve alkışlanmalı.
Diğer taraftan Murat Ülker, aynı şekilde sendikasyona büyük bir cesaretle başlayan ve başarıyla sonlandıran, yine dev holdingini güvenli limanlara almayı başaran kişi.Ne için? Türkiye için, istihdamı sürdürmek için, ihracatı sürdürmek için, Türkiye bayrağını dünyada dalgalandırmak için. Avuçlarımız patlayıncaya kadar alkışlamak lazım.Ama Twitter’a bakıyorsunuz o da malı mülkü satmış, uzak diyarlara, İngilizyaya gidiyor, güya Türkiye mürkiye umrunda değil..
Ayrıca Yıldız Holding, Doğuş Holding’i kapsayan 10 milyar dolarlık sendikasyon ve benzer sendikasyonlar tüm Finans dünyamızın gücünü göstermez mi? Nitekim şu anda yaşadığımı ekonomik savaşta bankalarımız gerçekten ne büyük bir güç olduklarını dünya aleme ilan ediyorlar. Onları da alkışlamak ve “büyüksünüz” demek gerekiyor. Ama twitter kafası, herşeyi yerden yer vurduğu gibi onları da yerden yere vuruyor.
Nasıl bir kafaysa bu.. Bence kafasızlık..
Aşkolsun Vahap Munyar’a yine geçtiğimiz Pazar günü çok konuşulan ve hala da konuşulacak bir işe imza attı. Murat Ülker ile bir mülakat yayınladı. Çok kıskandım. Hala Türkiye bu röportajı konuşuyor.
Ne dedi Murat bey? “Ülkeye yapılan bu saldırıya karşı çözüm İSTİHDAM ve İHRACAT.Biz de daha önceden bu hedefle nakit akış yönetimi için gerekli hazırlıkları yapmış, daha fazla istihdam ve ihracat için çalışmaları hızlandırmıştık. Ama daha fazlası gerekiyor, o zaman ana iş alanımız olmayan alanlardaki gayrimenkulleri de satalım, o parayla da istihdam ve ihracat yaratalım” dedi.
Bu işten azcık anlayan biri bu önerinin “Akılcı, kısa, orta ve uzun vadede çok iyi çözüm önerisi” olduğunu şıp diye anlar.
Bu mülakat vesilesiyle de , twitter mankafalarının hakkında çıkardıkları “kaçtı, artık İngiliz, hain gibi” hiçbir dayanağı olmayan adeta salakça iddialara karşı bir de öneri yaptı. Dedi ki: “Twitter serbest küfür sahnesi oldu, oraya girişlerin TC kimlik no ile yapılsın!”
Ne demek istedi? Aslında, diyor ki, twitter’da her konuda algı yaratmaya çalışan troller var, bunları kimin yönlendirdiği de biliniyor. Var olan mevzuatta bununla mücadele de yeterli olmuyor. Troller, yalan yanlış bilgi yayanlar ülkenin birliğini, dirliğini, ekonomisini tehdit ediyor.
Peki tepkiler ne oldu?
Daha önce ki röportajlarında da olduğu gibi, bir merkezden yönetilen twitter canavarları Murat Ülker’in açıklamaları çarpıtılarak yine “kaçtı, kaçıyor, bu parayı da kaçıracak” gibi yalanları devreye soktular.
Açıkçası şaşırmadım! Doğuş’ta olduğu gibi, Ülker gibi bir dünya devinin de , bu ülke için elini taşın altına koyuyor olması Türkiye’nin iyiliğini istemeyen bazı şer odaklarını rahatsız ediyor.
Senelerdir bu yönde algı yaratmaya çalışıyorlar. Bu ülke, bu devlet ve hükümete ihanet içerisinde olan fenomen/ solcu/kemalist/muhafazakar/fanatik FB-GS-BJK taraftarı görünümlü bir çok hesap, organize bir şekilde saldırılar düzenliyor. Ülker ve bu ülkenin gerçek kahramanları hakkında yalan bilgileri yayan, hakaret üstüne hakaret edenler de bu hesaplar.
Bu genetiğideğiştirilmiş hasta ruhlu kitle Murat Ülker’in röportajdaki Twitter önerisini de fark edince, olayın rengi iyice değişti tabi. Operasyon yapan troller, var oluşlarını tehlikede gördükleri için, öneriyi (ki aslında ortadaki soruna dikkat çekmek üzere yapılmış bir ‘mübalağa’ sanatı da olduğu çok açık) hükümete/devlete yüklenmeye kadar vardırdılar.
Esasında olan şu, Doğuş Ülker, Ülker global operasyonlarında uzun soluklu bir strateji ile ilerliyorlar. Örneğin Ülker’in stratejisi bir Türk firması olarak Dünya atıştırmalık pazarında liderlik. Neredeyse Murat Ülker son 7-8 yılda her röportajını okudum. Tek derdi Türkiye, Türkiye’den dünyaya marka ihraç etmek. Bunu anlamamak için art niyetli olmak lazım.
Her türlü olumsuzluklara rağmen de Ülker/Yıldız Holding, bu ülkede istihdamı ve ihracatı arttırarak 11 yıl geçirdi. Hiç de geri atım atmadı.
Bugüne geldiğimizde de, Munyar röportajından anladığım. Ülker tüm engelleyici saldırılara rağmen hedeflerinden vazgeçmek yerine, devletimizin de yaptığı gibi, boyun eğmeden, devletimizin de sonuna kadar yanında yeni çözümler üreterek hedeflere ulaşmanın derdinde.
Ortalıkta bu kadar hain varken Ülker’in de Doğuş’un da bu kadar tepki alıyor olması doğal. Troller tepki vermediğinde anlayın ki zaten bu firmalar bişeyleri yanlış yapıyordur.
Bu nedenle bize düşen görev birileri Twitter’dan alıp bu yalanı dolanı günlük hayatta dolaşıma sokmaya çalıştığında “Ne diyorsun kardeşim sen de mi trolsün, böyle yalan bilgiyi yayıp Türkiye’nin değerlerini batırmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürüyorsun, ayıp!” diyerek oyunu bozmak.
Bu durum aslında şu an Amerikan mecralarına reklam verme kampanyasında da yaşanıyor. Kampanyayı ortaya atan, rekabetçi pazardan pay kapmaya çalışan birkaç stretejik çabanın yanında daha çok hükümeti ihanet ve fetöcülükle suçlayan düşman hesaplar.
Günün sıcağı ile buna destek verilmesi haklı görülebilir. Ancak global dünyada rekabet gücünden feragat etmek demek olan bu “reklamsızlık” Amerikaya değil bize zarar verir. Amerika’ya gümrük misillemeleri ile bir tür boykot yapmak çok daha doğru.
Yayın organlarını ve kurumları; devlet/hükümetin ince elenip sık dokunmuş stratejileri dururken, trollerin kampanyalarına duygusal yaklaşımlarla kanmamaya davet etmek şart! Türkiye’nin geleceği için herşeyi çok ince düşünmeliyiz.
Trolleri dinleyecek olsak, şu an Türkiye’de aktif sanayici kalmazdı. Devlet gereğini yapıyor, aynı hassasiyeti yayın organları ve şirketler de göstermeli.
Tüm bunlar ışığında hem Ferit Şahenk’i hem Murat Ülker’i hem de kapı gibi Türkiye’nin arkasında duran finans sektörümüzü bir kez daha kutluyorum.
Daha pratik ve pragmatik çözümlerle ana hedeflerinden ve milli duruşlarından bir an olsun sapmadıkları için.
Yazar: Besim Üstün
Kaynak: gaste24
Yayımlanma Tarihi: 17 Ağustos 2018 Cuma