Sendika Üyeliği Gizlidir
İşçi sendikaları işçilerin ekonomik ve sosyal haklarını korumak ve geliştirmek amacıyla kurulan örgütlerdir.
Cem Kılıç / Çalışma Yaşamı
Sendikaların amaçlarını gerçekleştirebilmeleri öncelikle yeterli üye sayısına ulaşmalarına, devamında işverenle toplu iş sözleşmesi imzalamalarına bağlıdır. Hukuk sistemimiz sendikaların toplu iş sözleşmesi imzalayabilmelerini birtakım şartlara bağlamıştır. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu bir sendikanın toplu iş sözleşmesi imzalayabilmesi için iki barajı geçmesini şart koşmuştur. Bunlar işkolu ve işyeri barajları. Barajların aşılması sendikaların üye kazanmalarına bağlı olduğundan, işçilerin sendikal özgürlüklerinin korunması özel önem taşımaktadır.
Ülke düzeyinde temsil
İşkolu barajı sendikanın o işkolunda çalışan işçilerin en az % 1'inin kendi üyesi olmasını aramaktadır. Böylece sendikanın ülke çapında az da olsa bir temsil gücüne sahip olması istenmektedir. % 1'lik oran Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın her sene ocak ve temmuz aylarında yayınladığı istatistiklere göre belirlenmektedir. İstatistiklere yayımından itibaren on beş gün içinde itiraz edilmezse istatistik kesinleşir ve gelecek altı aylık dönemdeki yetki tespitleri buna göre yapılır.
İşyerinin çoğunluğu
Sendikanın yetkili sayılmasının ikinci şartı ise işyeri barajıdır. Sendika toplu iş sözleşmesi yapmak istediği işyerinde çalışan işçilerin en az yarıdan bir fazlasını kendisine üye kaydetmek zorundadır. Aksi takdirde işkolu barajını geçse de yetki alamayacaktır. Eğer toplu iş sözleşmesi bir işletmede yapılacaksa işletmenin tümünde çalışan işçilerin en az yüzde kırkından fazlasını kendisine üye kaydetmesi yeterlidir.
Toplu iş sözleşmesi
Belirtilen şartları sağlayan sendika, toplu iş sözleşmesi imzalayacağı işyeri veya işletmede toplu iş sözleşmesi yoksa her zaman bakanlığa başvurarak yetkisinin tespitini isteyebilir. Eğer işyeri veya işletmede toplu iş sözleşmesi varsa ancak onun sona ermesinden 120 gün öncesinden itibaren yetki tespiti için başvurulabiliyor. Sendika yazı ile Bakanlığa başvurarak kurulu bulunduğu işkolunda yetkili olduğunun tespitini ister. Bakanlık istatistiklere göre sendikanın işkolu barajını geçip geçmediğini değerlendirdikten sonra SGK'ya yapılan bildirimlere göre işyerinde kaç işçinin çalıştığını ve E-Devlet üzerinden yapılan kayıtlara göre sendikanın o işyerindeki üye sayısını inceler. Yapılan incelemeler sonunda sendikanın yetkili olduğuna karar verirse yetki tespitini gerçekleştirir.
Yetkinin önündeki engel
Sendikal fesih, işçilerin bir sendikaya üye olmaları veya tam tersi işverenin istediği bir sendikaya üye olmamaları nedeniyle ya da sendikal faaliyetlere katılmaları nedeniyle işten çıkarılmalarıdır. İşçiler bazen sırf herhangi bir sendikaya üye olduğu için işten çıkarılabilirken bazen işverenin istemediği bir sendikaya üye olduğu için işten çıkarılabilmektedir. Ya da tam tersi işverenin kendi kontrolünde olan bir sendikaya üye olmadığı için iş sözleşmesi feshedilebilmektedir. Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 25. maddesi, bu nedene dayalı olarak yapılacak fesihleri açık bir şekilde yasaklamış, yasağa rağmen yapılan fesihleri ağır yaptırımlara bağlamıştır.
Sendika dava açabilir
İş sözleşmesi sendikal nedenle feshedilen kişinin dava açması gerekiyor. Sendika da işçiyi temsilen dava açabilir. Dava sonucunda işverene uygulanacak en önemli yaptırım, işverenin sendikal tazminat ödemek zorunda bırakılması. Sendikal tazminat, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nda özel olarak düzenlenmiş ve miktarı çalışanın bir yıllık ücreti tutarından az olamayan bir tazminat türü.
Sendikal tazminat talep edebilmenin iki yolu bulunuyor. Bunlardan ilki, feshin geçersizliği davası açarak işe iadenin talep edilmesi, ikincisi ise işe iade talep edilmeden sadece sendikal tazminat talep edilmesi. Diğer işe iade davalarından farklı olarak sendikal nedenle yapılan fesihlerde işe iade davası açabilmek için, işçinin iş güvencesine sahip olup olmadığına bakılmıyor. Dolayısıyla, işçinin kıdemi altı aydan az olsa da işyerinde otuzdan az işçi çalışsa da işçi işe iade davası açabiliyor. Sendikal nedenle fesihte normal işe iade davasından farklı olarak, tazminatın alınabilmesi, işverenin işe başlatmamasına da bağlı değil. Yani işveren işe iade edilen çalışanı ister işe başlatsın, isterse başlatmasın en az bir yıllık ücret tutarındaki tazminatı ödemek zorunda. Çalışanın tercih edebileceği ikinci yol ise, feshin geçersizliğine ilişkin dava açmadan sadece sendikal tazminat davası açmak. İş güvencesine tabi olan ve olmayan bütün işçiler, isterlerse, işe iade davası açmadan bağımsız olarak doğrudan sendikal tazminat davası açabilirler.
Yetki tespitine kadar...
Yetki tespiti, sendikanın başvuru tarihinde işyerinde çalışan işçilere göre yapılmaktadır. Dolayısıyla işveren yetki tespiti için başvuru tarihinden sonra sendikal fesih gerçekleştirdiyse yapılan fesihlerin yetki üzerinde doğrudan bir etkisi olmayacaktır. Fakat işverenin yetki tespiti başvurusu yapılmadan önce uyguladığı sendikal fesihler sendikanın yetki almasını engelleyebilecektir. Bu nedenle sendika üyelikleri yetki tespiti yapılıncaya kadar gizli tutulmaktadır.
Kaynak: Milliyet
Yayımlanma Tarihi: 9 Ağustos 2018 Perşembe