HAK-İŞ’ten Görkemli Kadınlar Günü Kutlaması
“FITRATTA FARKLILIK HAKLARDA EŞİTLİK”
Konfederasyonumuz HAK-İŞ’in Dünya Kadınlar Günü çerçevesinde 7. Uluslararası Kadın Emeği Buluşmasını “Fıtratta Farklılık Haklarda Eşitlik” temasıyla Ankara'da binlerce üyemizin katılımıyla gerçekleştirildi. Kadın üyelerimizin yoğun olarak katıldığı toplantımıza taşeron düzenlemesi konusunda Cumhurbaşkanımıza teşekkür etmek isteyen erkek üyelerimiz de yoğun katılım gösterdi. Kadın erkek yaklaşık 21 bin üyemizin birlik ve beraberlik içerisinde “Fıtratta Farklılık, Haklarda Eşitlik” temasına uygun olarak katıldığı toplantımız büyük bir şölen havasında gerçekleşti.
HAK-İŞ 7. Uluslararası Kadın Emeği Buluşması için 81 ilden Ankara’ya gelen üyelerimiz sabahın ilk saatlerinden itibaren Ankara Arena Spor salonunu doldurdu. Toplantımıza, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve kıymetli eşi Emine Erdoğan hanımefendi başta olmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, TBMM İdare Amiri Çorum Milletvekili ve HAK-İŞ Onursal Başkanı Salim Uslu, Ak Parti Kadın Kolları Başkanı Lütfiye Selva Çam, ile çok sayıda Milletvekili ve bürokrat ile HAK-İŞ ve bağlı sendikalarımızın genel başkan ve yönetim kurulu üyeleri, ulusal ve uluslararası sendikal hareketten temsilciler, HAK-İŞ ve bağlı sendikalarımızın kadın komite başkan ve üyeleri ile binlerce HAK-İŞ üyesi katıldı.
Erdoğan: “HAK-İŞ Gün Geçtikçe Daha da Büyüyor”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “HAK-İŞ Konfederasyonumuzu, Sayın Başkanı ve ekibini bu yıl yedincisi düzenlenen Uluslararası Kadın Emeği buluşmasından dolayı tebrik ediyorum. Az önce salonun dışındaki kardeşlerimizi de ayrıca selamladık. Orada da ayrıca bir heyecanı onlarla paylaştık. Bu da şunu gösteriyor. Demek ki HAK-İŞ gün geçtikçe daha da büyüyor. Büyümeye devam ediyor” dedi.
8 Mart’ın birlik, beraberlik ve kardeşlik günü olması için çaba gösteren herkese teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Emeğiyle, alın teriyle, şefkatiyle, yüreğinin genişliğiyle dünyayı bizim için güzelleştiren, yaşanabilir hâle getiren tüm kadınlarımıza selamlarımı gönderiyorum. Vatanımızı ‘Ana’dolu, devletimizi ‘Devlet ana’, toprağımızı ‘Toprak ana’ yapan tüm kadınlarımızı gönülden selamlıyorum” dedi.
“Bizim Kadınlarımız, Dünyanın En Fedakâr Kadınlarıdır”
Bu tür sembolik anma günlerinin önemli olduğunu, ancak kadınların anne, eş, kardeş ve çocuk olarak, hepsinden önemlisi insan olarak hayatın her anında zaten mevcut olduğunu belirten Erdoğan, 8 Mart gibi, yılın geriye kalan 364 gününün de kadınların olduğunu söyledi.
“Bizim Annelerimizin Dünyanın En Fedakâr Anneleridir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan başta şehit anneleri olmak üzere tüm cefakâr kadınlara şükranlarını sunarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim annelerimizin dünyanın en fedakâr anneleridir. Bizim kadınlarımız, dünyanın en fedakâr kadınlarıdır. Yeri gelir Erzurum’da Kara Fatma olur, Balkanlar’dan Kafkaslara kadar cephe-cephe dolaşır. Yeri gelir Hafız Selman olur, kadınlarla birlikte tüm şehri burada olduğu gibi organize eder, cepheye lojistik destek sağlar. Yeri gelir Şerife Bacı olur, vatanını evladının önüne koyar, bu yolda kendisi de şehadete yürür. Yeri gelir Nene Hatun olur, evlatlarını evde bırakıp tabyalarda mücadeleye koşar. Yeri gelir Ayşe Aykaç olur, Sevgi Yeşilyurt olur, Türkan Türkmen Tekin olur, Yıldız Gürsoy olur, 15 Temmuz’da hain darbecilerin karşısına bu defa yiğitçe dikilerek şahadete ulaşır. Yeri gelir Şenay Aybüke Yalçın öğretmen olur, gözü gibi titrediği öğrencileri için çırpınırken teröristlerin kurşunlarıyla son nefesini verir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında kadınla erkeğin fiziksel özellikleri ve fıtratlarının farklı olduğunu, ama aynı bütünün parçaları olduğunu kaydetti ve insanların arasındaki her türlü ayrım gibi cinsiyet ayrımının da suni olduğunu ifade etti.
“Önce Kadınlar Arasındaki Ayrımcılığı Ortadan Kaldırdık”
Tarih boyunca kadınlara yönelik ayrımcı davranışların hiç eksik olmadığını, içinde bulunulan 21. yüzyılda dahi kadınlara yönelik yüz kızartıcı adaletsizliklere şahit olunduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkemizde düne kadar toplum hayatının pek çok noktasından olduğu gibi eğitim kurumlarından dahi zorla uzaklaştırılan kızların olduğunu hatırlattı.
“Evlatlarının en mutlu günlerini uzaktan seyretmek zorunda bırakılan annelerin gözyaşlarını unutmadık, unutmayacağız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, onların kendilerinin azmini ve kararlılığını arttırdığını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Okulunda olduğu gibi iş yerinde ve hatta sokakta taciz edilen kadınlarımızın yürek acısını unutmadık. Ülkesinde, şehrinde, ailesinin dizi dibinde eğitim öğretim imkânı, çalışma imkânı bulamadığı için yurt dışına gitmek zorunda kalan kadınlarımızın hikâyelerini unutmadık. Yaşanan birtakım hadiseler sebebiyle bugünlerde kadına şiddeti konuşuyoruz öyle değil mi? Peki, okulunun kapısı önünde, sınıfında, mezuniyet töreninde hak aramak için çıktığı yollarda, meydanlarda şiddete maruz kalan kadınları hatırlıyor muyuz? Eğer kadın meselesini tüm boyutlarıyla konuşacaksak önce samimi olmamız gerekir. Kadınla erkek arasındaki ayırımcılıktan daha tehlikelisi, kadınlar arasında ayrımcılık yapmaktır. Erkeklerle birlikte kadınların bir kısmının rahatça girip okulunu okuduğu, çalıştığı, dilediği gibi hareket ettiği bir yerde diğer bir kısım kadınları dışarıda bırakamazsınız. Bir anneyi evladının yemin törenine dahi almamaya kalkarsanız, milletin vicdanında onulmaz yaralar açarsınız. Maalesef Türkiye bu sıkıntıları yaşamıştır. Dünyanın başka yerlerinde de özellikle son yıllarda benzer sıkıntılara, benzer utanç manzaralarına rastlıyoruz. Biz önce kadınlar arasındaki ayrımcılığı ortadan kaldırdık. Bununla birlikte kadını hayatın her alanında hak ettiği konuma çıkartacak tedbirleri aldık, imkânları sağladık. Bunun için bize çok saldırdılar. Akla hayale gelmeyecek ithamlarla, provokasyonlarla, iftiralarla uğraşmak zorunda kaldık. Hatta sırf bu sebepten partimizi kapatmaya dahi kalktılar. Hamdolsun Allah’ın yardımı, milletimizin desteğiyle tüm bu zorlukların üstesinden gelmeyi başardık.”
“Bugün Türkiye, Kadın Hakları Bakımından da İleri Düzeydedir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye’nin bugün tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar diğer hususlarla birlikte kadın hakları bakımından da ileri düzeyde olduğunu belirtti. Millete o zulümleri yaşatanların hiçbirinin artık bu ülkede esamisi dahi okunmadığını, ama kadınların hayatın her alanında dimdik ayakta olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında kadın ve erkek arasındaki üstünlük tartışmalarına değindi. Bu tartışmanın beyhude bir tartışma olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanları bölmeye yönelik her tartışmanın yeni bir zulüm kapısının aralanması anlamına geleceğini ifade etti.
Erdoğan, kadınları tüm kötülükleri kaynağı olarak, şeytan olarak, iblis olarak gören, bunun için onları çarmıha geren, işkence eden, yakan güya dini anlayışların asırlarca bu dünyada hüküm sürdüğüne dikkat çekti. Geçmişte çarmıha gerilen kadınları bugün farklı yöntemlerle aşağılamaya, metalaştırmaya devam edenlerin cilaları kazındığında altından yine aynı zihniyetin çıktığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bugün dünyada kadın hakları diye ortalığı inletenlerin siz hiç Suriye’deki Doğu Guta’da son birkaç ayda katledilen binlerce kadın için tek bir ettiklerini duydunuz mu, duydunuz mu? Suriye’de çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan bir milyon insanın alçakça katledilmesi karşısında kıllarını kıpırdatmayanların kadın hakları konusunda söyledikleri sözlerin ne anlamı olabilir?” şeklinde konuştu.
“Myanmar’daki Kadınlara El Uzatmayanlar Nasıl Kadın Haklarından Söz Edebilir?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Akdeniz’in karanlık sularında kaybolup giden on binlerce kadın ve çocuğun arkasından timsah gözyaşları dökenlerin, gerçek birer kadın hakları savunucusu olduğuna inanamayacaklarını, bu kesimlerin sadece şovmen olduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Myanmar’da yaşadıkları yerle akıl almaz zulümlere uğrayan, canlarını kurtarmak için sığındıkları kamplarda insanlık dışı şartlarda hayatlarını sürdüren kadınlara el uzatmayanlar nasıl kadın haklarından söz edebilir? Son çeyrek asırda Balkanlarda, Kafkaslarda, Türkistan’da yaşanan trajedilerin en büyük kurbanı olan kadınları gündeme getirmeyenlerin kadın hakları çağrısı koskoca bir yalandan ibaret değil midir? Srebrenitsa’daki o katliam sırasında, ‘Çocukları küçük mermilerle öldürürler, değil mi anne’ diyen o sabiyi ve annesini duymayanların kalplerinde bırakınız kadınları, insana dair hiçbir sevgi filizleniyor olamaz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında kadınlara yönelik şiddetle, özellikle de kadın cinayetleriyle ilgili haberlerden duyduğu rahatsızlığı ifade etti. Kadına sırf cinsiyetinden dolayı böyle bir muameleyi reva gören kişinin insanlıktan nasibini almadığına inandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, hele hele çocuk istismarının asla düşünmek, konuşmak, tartışmak istemeyecekleri bir vahşet hâli olduğunu belirtti. Hem kadınlara, hem de çocuklara yönelik saldırıların izini inancımızda ve kültürümüzde arayanların kesinlikle art niyetli olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tür eylemlerin her birinin birer insanlık suçu olduğunun altını çizdi.
“Cenneti Annelerin Ayakları Altına Seren Bir İnanç, Kadına Yönelik Şiddeti Tavsiye Edebilir Mi?”
Bazılarının çıkıp tamamen dikkat çekmek, popüler olmak amacıyla kavramları eğip bükerek, özünden saptırarak, asıl mesajını gizleyerek söylediği sözlerin hiçbir kıymeti harbiyesi olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunlar üzerinden dinimizi ve kültürümüzü karalamaya kalkanların derdinin kadınlar veya çocuklar olmadığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Onlar üzüm yemenin değil bağcıyı dövmenin peşindeler. Onlar milletin inancıyla ve değerleriyle hesaplaşmanın derdindedir. Cenneti annelerin ayakları altına seren bir inanç, kadına yönelik şiddeti veya kötü muameleyi tavsiye edebilir mi? ‘Ana gibi yar olmaz’ diyen bir kültürün kadını ötekileştirmesi, ikinci sınıf görmesi mümkün mü? Şems, ‘Kadın bilmeyene nefs, bilene nefestir’ diyorsa, böyle bir medeniyette kadının yeri tartışılamaz. Öyleyse çözmemiz gereken mesele, birtakım psikopatlara, birtakım cani ruhlulara, birtakım sapıklara harekete geçme cesareti veren iklimin ortadan kaldırılmasıdır, bunu da hep birlikte yapacağız.”
Erdoğan, son dönemlerde sıkça çıkan haberlerin, kadına yönelik şiddet ve çocukları hedef alan tacizler konusunda vatandaşlarda ve dolayısıyla medyada oluşan hassasiyetin bir ifadesi olduğuna dikkat çekti. Eskiden yapanın yanına kâr kalan şiddet ve istismar eylemlerinin artık ne milletimiz, ne de devletimiz tarafından görmezden gelinmediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kız çocuklarının eğitim düzeylerinin artık erkek çocuklarla aynı seviyede, hatta daha ileri olduğunu, dolayısıyla genç kızlar ve kadınların bu tür durumlarda daha bilinçli, daha cesur, daha dirayetli hareket edebildiklerini vurguladı.
“Başımızın Tacı Olan Kadınlarımızı Her Alanda Daha İleriye Taşımakta Kararlıyız”
Kadınların toplum hayatındaki yerinin güçlendiğinin en önemli göstergelerinden birinin istihdam olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2005 yılında yüzde 23 seviyesinde olan kadınların iş gücüne katılım oranının, geçen yıl yüzde 34’ü ulaştığını, bu konuda 2023 hedeflerinin ise yüzde 41’e ulaşmak olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Başımızın tacı olan kadınlarımızı her alanda daha ileriye taşımakta kararlıyız. Evde, işte, okulda, hayatın her alanında kadınlarımızla birlikte yol yürümeye devam edeceğiz. Siyasete girdiğim günden beri en büyük desteği hep kadınlarımızdan gördüm. Siyasi çalışmalarımda kadınlarımıza ulaşmaya, onları siyasette aktif hâle getirmeye özel önem verdim. İnşallah 2023 hedeflerimize yine kadınlarımızla birlikte ulaşacak, 2053 ve 2071 vizyonlarımızı onlarla birlikte inşa edeceğiz.”
Arslan: “HAK-İŞ 43 Yıllık Tarihi Yürüyüşüne Aynı İstikamette Devam Etmektedir”
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, “HAK-İŞ, 43 yıllık tarihi yürüyüşünde değerlerinden ve davasından vazgeçmeden aynı istikamette ilerlemeye devam etmektedir. Yarım asra yaklaşan bu onurlu ve kararlı yürüyüşümüzde çok acılar çektik, çok düşmanlıklar gördük” dedi.
“Referandumda 40 Günde 50 Toplantı Yaparak Büyük Bir Sorumluluk Aldık”
HAK-İŞ’in 12 Eylül 1980, 28 Şubat 1997 postmodern darbesi, 27 Nisan e-muhtırası gibi zor dönemlerden geçtiğini anlatan Arslan, 15 Temmuz 2016 gecesi HAK-İŞ mensuplarının meydanlarda olduğunu söyledi.
Arslan, “16 Nisan 2017 referandumunda Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ‘evet’ dedik. Türkiye’nin her köşesinde 40 günde 50 toplantı yaparak referandumda büyük bir sorumluluk aldık. Çok şükür milletimizle birlikte büyük bir değişimi gerçekleştirdik” şeklinde konuştu.
“Binlerce Taşeron İşçi Kardeşimiz Size Şükranlarını Sunuyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın taşeron düzenlemesiyle demokrasi tarihinde çalışma hayatına dair en büyük reforma imza attığının altını çizen Arslan, “Bu salonun içini ve dışını dolduran binlerce taşeron işçi kardeşimiz size minnetlerini ve şükranlarını sunmakta, sizlere en içten duygularla teşekkür etmekteler. Küresel sermayenin gelişmekte olan ülkelere dayattığı devletin küçültülmesi kamu hizmetleri özel sektöre devredilmesi telkinlerine karşı KHK ile getirilen yeni düzenleme küresel güçlere karşı bir meydan okumadır. Bu meydan okuma ülkemiz için çalışanlar için kamu hizmetleri için çok değerli çok kıymetli bir duruştur. Bu da tarihi reformun ne anlama geldiğinin en somut göstergesidir” sözlerine yer verdi.
“Taşeron Düzenlemesi Türkiye’nin Tarihi Bir Başarısıdır”
Kamuda KİT’ler, belediyeler ve özel idareler dahil olmak üzere toplamda 180 bin kadrolu işçi sayısını bulunduğunu anlatan Arslan, “Taşeron düzenlemesiyle bu sayının 5 katı işçi kamunun işçisi olmaktadır. Bu Türkiye’nin tarihi bir başarısıdır” diye konuştu.
Arslan, “Bu tarihi düzenlemeyi ilk günden itibaren destekledik ve desteklemeye devam edeceğiz. Düzenlemede bazı hususlarda eksik kalan, unutulan amacını aşan teknik düzenlemelerin olması büyük ve tarihi düzenlemenin başarısına gücüne asla halel getirmez. Bugüne kadar olduğu gibi, bugünden sonra da eksikliklerin giderilmesi için ve aksaklıkların giderilmesi hususunda birlikte çalışmaya, katkı ve destek vermeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Arslan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a şöyle seslendi: “Sadece siz, ‘Dünya 5’ten Büyüktür’ diyerek dünyayı sarstınız. Hendekleri yok ederek, Fırat Kalkanı Harekatını yaparak, Zeytin Dalı’nı başlatarak, terörle mücadelede dünyayı sarstınız, örnek oldunuz. Taşerona kadro vererek, ülkemizin ve dünyanın takdirini kazandınız. Taşeron kararınızla emekçiler için ‘başka bir dünyanın, mutlu bir dünyanın’ mümkün olduğunu gösterdiniz. Sizin, kadınlara verdiğiniz cesaret ve liderlik hedefinin, dünyaya örnek olmuştur.
Siz mültecilere, nasıl kucak açıldığını göstererek tüm dünyaya örnek oldunuz, bütün dünyanın takdirini kazandınız, Kudüs’teki oldubittiye dur dediniz, dünyaya öncülük ettiniz, destek ve takdir gördünüz. Siz, dik duruş nasıl olur her zaman bütün dünyaya gösterdiniz. Bu istisnai liderliğiniz bütün mazlumlar içinde ilham kaynağı olmuştur.”
“Sendikal Mücadeleye Daha Fazla Kadın Eli Değmeli”
“7. Kadın Emeği Buluşmamızın teması olan ‘’Fıtratta Farklılık, Haklarda Eşitlik’’ teması ile yine ezber bozan bir etkinliğe imza attık” diyen Arslan, “Bütün kadın üyelerimizi sendikalarımızda daha fazla yer almaya davet ediyorum. Her alanda olduğu gibi sendikal mücadeleye de daha fazla kadın eli değmeli. HAK-İŞ Kadın emekçilerin kendilerini rahatça ifade edebilecekleri, her kademede yer alabilecekleri bir platformdur. HAK-İŞ, çalışan kadınlarımız için bir adrestir, geleceğinizin ve hayallerinizin evidir. HAK-İŞ evinizdir. HAK-İŞ sizindir. Siz HAK-İŞ’siniz. Bütün çalışan kadınları, bütün emekçileri HAK-İŞ’le birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz” ifadelerine yer verdi.
Arslan, taşeron düzenlemesinin başlamasından itibaren bazı tartışmalar yaşandığını belirterek, bu tartışmalara ilişkin yanlışlığı düzeltmek ve Cumhurbaşkanımızın huzurunda taşeron işçilerden bir söz almak istediğini söyledi.
Taşeron İşçilerden Daha Fazla Çalışma Sözü
Arslan, taşeron işçilerin kadroya alınması sürecinde “kadrolu işçi olurlarsa çalışmazlar” yönünde yanlış bir düşünce ifade edildiğini belirterek, “Milyonlarca taşeron işçisi kardeşimiz kadrolarını aldıktan sonra daha fazla çalışacaklar, daha verimli, daha mutlu çalışacaklar ve ülkemize daha fazla hizmet edecekler” dedi.
Arslan, salonu dolduran binlerce emekçiye, “Türkiye’nin 2023, 2053, 2071 hedeflerine ulaşması için canla başla çalışacağımıza gece gündüz alın teri akıtıp işimizi yapacağımıza söz veriyor muyuz? Daha fazla çalışmaya, daha fazla alın teri akıtmaya var mısınız” diye sordu. Salon, binlerce emekçinin güçlü evet sözü ile yankılandı.
Sarıeroğlu: “Tüm Kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü Kutluyorum”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, “Evde, tarlada, farikada, iş merkezi ve atölyelerde çalışanlar olmak üzere tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutluyorum” dedi.
Sarıeroğlu, “Bundan sonra da Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde kadınlarımızı çalışma hayatı başta olmak üzere siyasette, ekonomik ve sosyal hayatta daha da güçlendirmek için var gücümüzle çalışacağız” ifadelerine yer verdi.
Kaya: “Tarih Ve Medeniyet, Vefakâr Kadınların Omuzlarında Yükseliyor”
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Kadınların, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlayarak, tarihin ve medeniyetin, insanlığa ışık tutan vefakâr kadınların omuzlarında yükseldiğini söyledi.
Kaya, Anadolu’nun kadınlarının düşene el uzatıp mazluma kol kanat gerdiğini, Suriye'ye, Irak'a, Arakan'a, Somali'ye, dünyanın tüm mazlum coğrafyalarına yardım ellerini uzattığını söyledi.
HAK-İŞ Kadın Komitesi Başkanı Fatma Yavuz da katılımcıları selamlayarak, Türkiye’nin 81 ilinden ve yurtdışından toplantımıza katılanlara teşekkür etti, kadınlar gününü kutladı.
PERC (Pan Avrupa Bölgesel Konseyi) Kadın Komitesi üyesi olan ve Azerbeycan’dan toplantımıza katılan Roya Taleh Qızı Qarayeva ve PERC (Pan Avrupa Bölgesel Konseyi) Kadın Komitesi üyesi olan ve Kazakistan’dan toplantımıza katılan Takhmina Kubasheva da bir selamlama konuşması yaptı ve HAK-İŞ’i düzenlediği başarılı toplantıdan dolayı tebrik etti.
HAK-İŞ Konfederasyonu ve Gazi Üniversitesi Kadın Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi ortaklığıyla düzenlenen “Gençlik Farkında Proje Tema Fikri Yarışması” Ödül Töreni de gerçekleştirildi.
Proje Tema Fikri Yarışmasında birinci olan Selçuk Yusuf Arslan ve ikinci olan Emel Güven’in ödüllerini HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şahin takdim etti. Üçüncü olan Halil İbrahim Kuru’ya ödülünü Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Gonca Bayraktar Durgun mansiyon ödülünü kazanan Mehmet Aksoy’un ve ödülünü HAK–İŞ Genel Sekreteri Dr. Osman Yıldız takdim etti. Ödül alanlar, ödül verenler ile Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Uslan’ın, Araştırma Görevlisi Nuran Belet, HAK-İŞ Genel Başkanı Sn. Mahmut Arslan ve HAK-İŞ Kadın Komitesi Başkanı Fatma Yavuz’un katılımıyla toplu fotoğraf çekildi.
Cumhurbaşkanımızın konuşmasının ardından Cumhurbaşkanımızın kıymetli eşi Emine Erdoğan, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ve Kadın Komite Başkanı Fatma Yavuz platforma çıktı. Konya’dan toplantımıza katılan 2 kadın üyemiz tarafından Konya Mevlana Meydanında 500 işçi tarafından kırmızı ve beyaz güllerden yapılan Türk Bayrağının resmini içeren tablo Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a takdim edildi. Arslan, Cumhurbaşkanımıza el işçiliği seramik bir vazo, HAK-İŞ Kadın Komitesi Başkanı Fatma Yavuz ise Emine Erdoğan Hanımefendiye el işçiliği seramik zeytin dalı takdim etti.
Hediye takdiminden sonra, toplu aile fotoğrafı çekimi için HAK-İŞ Yönetim Kurulu, HAK-İŞ Kadın Komite Başkan Yardımcıları, yabancı misafirler ve sendika başkan ve yöneticilerimizin katılımıyla toplu aile fotoğrafı çekimi gerçekleştirildi.
Katılımcılar, program öncesi Azeri Şarkıcı Azerin’in sahne almasıyla coşkulu anlar yaşadılar. Ramazan Zor’un sahne almasıyla duygulu anlar yaşadılar. Ramazan Zor’un Afrin şehitleri için bestelediği Afrin Kartalı şarkısını hep birlikte söylediler.
Programda, 15 Temmuz şehitleri, Afrin ve tüm şehitler için okunan Kur’an-ı Kerim tilaveti gerçekleştirildi.
Kaynak: Hakiş
Basın Bürosu
Yayımlanma Tarihi: 8 Mart 2018 Perşembe