BASINA VE KAMUOYUNA

BASINA VE KAMUOYUNA

Geçtiğimiz Temmuz ayının sonunda, Abalıoğlu Lezita Gıda Sanayi A.Ş.’de Öz Gıda İş Sendikamız yetki için gerekli sayıya ulaşmış ardından Çalışma Bakanlığı’na gerekli başvuruları yapmış ve müspet sonuç almıştır. Bunun ardından işverenlik yetki tespitimize itiraz davası açmış, anayasal hakkını kullanarak sendikaya üye olan 20 işçi arkadaşımızı tazminatsız bir biçimde işten çıkarmıştır. Sendikamız avukatları, işten hukuksuz bir biçimde, uydurma gerekçeler ve çeşitli iftiralarla çıkarılan arkadaşlarımızın davalarını açmış, davası sonuçlanan arkadaşlarımız işe iade davalarını kazanmış, sendikal tazminat almalarına hükmedilmiştir. İşverenin yaptığı hukuksuzluk tescillenmiş olmasına ve hiçbir yeni delil sunulmuş olmamasına rağmen, işçilerin mağduriyetinin devam etmesi için işveren tarafından sonuç istinafa taşınmıştır.



İşverenin daha önce fabrikanın yıkama bölümüne taşeron getirmesi, sendika tarafından Çalışma Bakanlığı’na bildirilmiş, bakanlık müfettişleri işverenin bu kararının muvazaalı olduğunu, sendikal faaliyeti engellemek için yaptığını rapor halinde sunmuştur. Tüm bunlara rağmen yine asıl işin yapıldığı bölümlerden asım bölümüne taşeron sokulmaya çalışılmış, taşeron uygulaması fabrikadaki üretimi sekteye uğratmış ve 15 saate varan mesailer gerçekleşmiştir. İşverenin bu tutumuna karşın işçi arkadaşlarımız tarafından yasadışı ve hukuksuz hiçbir eylem gerçekleştirilmemiştir. İşçi arkadaşlarımız kuralsız fazla mesai uygulamalarına tepkilerini dile getirmiş ve sendika ile masaya oturulmasını işveren temsilcilerine defaatle bildirmiştir. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın işçilere tanıdığı haklar işverenlik ve temsilcileri tarafından hiçe sayılarak, işçiler, fabrikanın kapatılması, sendikanın girmemesi için her yolun deneneceği gibi tehditlere maruz bırakılmıştır. Bu tehditlere ve sendikal birlikteliği kırmak için yapılan tüm girişimlere ve yalanlara rağmen işçiler yılmamış, sendikasına sahip çıkmıştır. Tüm bunların üzerine dün akşam saatlerinde mesai bitiminin ardından 2 arkadaşımız telefonla aranarak işlerine son verildiği bildirilmiştir. Uydurma gerekçelerle, yasa, hukuk tanımadan, ben yaparım olur zihniyeti ile hareket eden ve kendisini padişah zannederek işçilerin Anayasal haklarını kısıtlamaya çalışan işverenin verdiği kararı tanımıyoruz! Tazminatsız olarak ve sendikal nedenle çıkarılan 2 arkadaşımız bardağı taşıran son damladır!

Daha önce defalarca uyarmamıza rağmen keyfi tutumundan vaz geçmeyen, işçilerin anayasal hakkını tanımayan işverene karşı, fabrika önündeki direnişimizi başlatmış bulunuyoruz. Bu direniş, atılan işçiler geri alınana kadar, işçilerin anayasadan doğan sendikal hakları tanınana kadar devam edecektir. Bu direniş, bu talepler karşılanana kadar, kaç gün, hafta, yıl sürecekse sürsün, devam edecektir. Siz burayı orman kanunları ile yönetmeye alışmış olabilirsiniz ancak biz tüm demokratik yolları kullanacak, anayasanın ve kanunların bize verdiği tüm haklardan yararlanacağız. Daha önce çıkarılan arkadaşlarımız için yaptığımız uyarı eyleminde belirttiğimiz üzere, bu fabrikada bir tek işçinin daha burnu kanar, tek bir işçi daha işten çıkarılırsa fabrika önünde süresiz bir eylem başlatacağımızı belirtmiştik. Eğer işveren sendikanın gücünü, işçilerin sabrını sınayacaksa buyursun, hodri meydan! ‘’Para bende, güç bende’’ zanneden işveren, sana sesleniyoruz, işçilerin örgütlü gücü karşısında kendine geleceksin, hukuku, kanunu, anayasayı tanımamak neymiş öğreneceksin. Direnen işçiler kazanacak, işverenin fil dişi kuleleri yıkılacak!

İŞÇİLERİN BİRLİĞİ SERMAYEYİ YENECEK!

Basın Bürosu
Yayımlanma Tarihi: 22 Mayıs 2022 Pazar