Kıdem tazminatı için üçlü zirve
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, üzerinde çalışıldığını açıkladığı “Tamamlayıcı Sigorta” sistemine ilişkin olarak taraflar yeniden bir araya geldiler. Kıdemin Emeklilik Fonu'na dönüştürülmesi masada tartışılırken taraflar konunun salgın ortamında gündeme gelmesinden rahatsız olduklarını dile getirdiler.
Mehmet KAYA/ANKARA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2022’de hayata geçirilmek üzere “Tamamlayıcı Sigorta” sistemi üzerinde çalışıldığını açıklamasının ardından, üzerinde çalışılan düzenlemenin ayrıntıları tekrar gündeme geldi. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ve Aile Çalışma ve Sosyal İşler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ile TÜRKİŞ, HAK-İŞ, TİSK ve TOBB başkanlarının katılımıyla bir toplantı yapıldı. Böylece Bakanlıklar tarafından yapılan çalışmaya yönelik ilk görüşme gerçekleşmiş oldu. Toplantının sosyal tarafların görüşlerinin alınması amacıyla yapıldığı öğrenildi. Öte yandan, daha önce Bakan Zehra Zümrüt Selçuk’un, sosyal taraflarla ayrı ayrı görüştüğü ve sadece bilgi olarak düzenlemenin temel unsurlarını verdiği de öğrenildi.
Zamanlama endişe yarattı
DÜNYA’nın edindiği bilgilere göre işçi ve işveren kanadından başkanlar, düzenlemenin bu ortamda gündeme gelmesine sıcak bakmadıkları yönünde ifadelerde bulundu. Bütün kuruluşların daha önce kamuoyuna açıkladıkları pozisyonları tekrarladıkları ancak ne işçi, ne de işveren kanadından düzenlemenin hayata geçirilmesi yönünde güçlü bir söylem olmadığı, salgın kaynaklı ekonomik sıkıntıların yaşandığı ortamın zorluğunun vurgulandığı öğrenildi.
Tamamlayıcı sigorta
Üzerinde çalışılan “Tamamlayıcı sigorta” ya da “zorunlu mesleki sigorta” literatürde “ikinci sütun emeklilik” olarak adlandırılıyor. Tamamlayıcı sigorta, önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanmış, Yeni Ekonomi Programında da paragraf olarak yer almıştı.
Tamamlayıcı sigorta sisteminde her çalışan için zorunlu olarak bir emeklilik sigortası hesabı açılması gerekiyor. Bu hesap işçi nerede çalışırsa çalışsın primlerin yatırılabileceği bir sigorta hesabı olarak işliyor. Primlerin işveren tarafından ödenmesi ve kamunun da teşvik vermesi yönünde hazırlık yapıldığı bildirilmişti. Hazine’deki ilk taslaklarda düşük de olsa işçi primi de yer alıyordu ancak bu konuda kesin bir bilgi bulunmuyor.
Mevcut çalışanların durumu
Tamamlayıcı sigortanın sosyal sigortadan farkları, sağlık giderleriyle ilişkilendirilmemesi, emeklilerin gelecekte alacağı maaşının sadece birikimle ilişkilendirilmesi, kısa vadeli sigorta kolları bulunmaması olarak sıralanıyor. Ayrıca, fon, herhangi bir özel yatırım fonu gibi, şirketlere hissedar olmak dahil, finansal piyasalarda ve diğer piyasalarda çok çeşitli araçlarla nemalandırılabiliyor.
Türkiye için geçiş döneminde, belirli bir tarihten itibaren kıdem tazminatının kaldırılarak o tarihten sonra işe girenlerin bu sisteme dahil olması önerilmişti. Mevcut çalışanlar için yine emekliliğine kısa süre kalanlar hiçbir şekilde bu sisteme dahil edilmeyecek. Halen çalışan ancak emekliliğine yeterli süre bulunanlar isterlerse işverenin de onayıyla fona dahil olabilecek. Bunun için kamunun bireysel katkı dahil bir dizi özendirici uygulama yapabileceği belirtildi.
Daha önce yapılan çalışmalarda, fona dahil olan işçilerin ölüm ve sakatlık hali dışında fondan ilk çekişini 10 yıl sonra yapabilmesi öngörülmüştü. Tamamlayıcı sigortada katılımcıları dönem sonunda toplu para ya da maaş seçeneğini tercih edebilecek. Maaş seçeneği bireysel emeklilik sisteminde bulunmuyor.
Fon sistemine eleştiri
Fon sistemine yönelik olarak sosyal tarafların çeşitli endişeleri bulunuyor. Bunların başında, mevcut bir yıllık çalışmaya bir maaş ücreti sağlayacak prim oranının yüzde 8,33 gibi yüksek bir seviye olması geliyor. İşveren kesimi iş değişikliklerin hızlanmasının da endişe kaynağı olduğunu belirtiyor.
Mevcut çalışanların sisteme dahil edilmesi halinde birikmiş tutarların fonda karşılığı oluşacak şekilde aktarılması için ilave kaynak gerekirken bunun işçinin hak kaybı olmadan nasıl yapılacağına dair formül üretilmesi gerekiyor.
Sosyal taraflar farklı yönlerden endişeli
Kıdem tazminatının emeklilik fonu modeline göre yeniden şekillendirilmesi tartışmaları daha önce de yaşanmıştı. Sosyal taraflar bu dönemlerde de pozisyonlarını açıklamıştı.
TİSK: Kıdem tazminatında yapılacak düzenlemede, kıdem tazminatı, işsizlik sigortası ve iş güvencesi düzenlemelerinin tamamının gözden geçirileceği ve işverenlerin mevcut yüklerinin azaltılacağı bir çözüm bulunması gerektiği görüşünü savunuyor. TİSK, rekabet gücünün korunması, ilave maliyet-prim yükü oluşturulmaması yönünde çalışmaları talep ettiklerini kaydetmişti.
TÜRK-İŞ: Kıdem tazminatının kaldırılmasına yönelik olarak her türlü girişime karşı mücadele edilmesi yönünde TÜRK-İŞ'in çeşitli genel kurul kararları bulunuyor. TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay, kıdem tazminatı tartışmalarında “geriye gidişi öneren” hiçbir düzenlemeyi kabul etmeyeceklerini, hatta tartışmayacaklarını belirtmişti. TÜRK-İŞ sadece “daha fazla kişinin kıdem tazminatından yararlanması” yönünde bir düzenlemeyi konuşabileceklerini belirtiyor.
HAK-İŞ: Kıdem tazminatının bir yıl için bir ay olan seviyesinden geri düşmemesi ve herkesin yararlanabileceği bir sistemin kurulması, ayrıca mevcut çalışanların haklarının tam korunması şartıyla HAK-İŞ bir kıdem tazminat fonunun kurulmasına sıcak baktığını daha önce açıklamıştı. HAK-İŞ bu yönde atılacak adımlarda tam uzlaşma aranması gerektiğini de vurguluyor. DİSK: Kıdem tazminatının kaldırılması ya da fona dönüştürülmesi yönündeki girişimlere tamamen karşı çıkıyor. DİSK bu yönde genel kurul kararları da aldı. Son olarak 1 Mayıs bildirgesinde kıdem tazminatının kaldırılmasına karşı olduklarını tekrarladı.
Kaynak: Dünya
Yayımlanma Tarihi: 11 Haziran 2020 Perşembe