HAK-İŞ Genel Kurulu Şölen Havasında Başladı
Konfederasyonumuz HAK-İŞ’in 14. Olağan Genel Kurulu, “Emek, Demokrasi, Özgürlük, Adalet İçin İleri” temasıyla şölen havasında başladı.
Hak-İş 14. Olağan Genel Kurulu, üst düzey protokol, üyesi bulunduğumuz ITUC ve ETUC temsilcileri başta olmak üzere dünyanın dört bir yanından gelen uluslararası sendika temsilcileri, delegeler ve binlerce HAK-İŞ’li emekçinin katılımıyla 10 Temmuz 2019 tarihinde ATO Congresium’da başladı.
Hak-İş Genel Kuruluna, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan başta olmak üzere HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı ve Öz Gıda İş Sendikası Genel Başkanı Mehmet Şahin, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Ahmet Erdem, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Lütfi Elvan, Hak-İş Yönetim Kurulu üyeleri, Hak-İş’e bağlı sendikalarımızın genel başkan ve yönetim kurulu üyeleri, delegeler, HAK-İŞ Kurucuları ve eski Genel Başkanlar, milletvekilleri, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, Genel Başkan Yardımcılarımız Halil Çukutli, Tevfik Ali Hançeroğlu, Abdulhalik Damar, Sultan Murat Karadağ, İŞKUR Genel Müdürü Cafer Uzunkaya, üye olduğumuz ITUC ve ETUC temsilcileri ve dünyanın dört bir köşesinden gelen temsilciler, Belediye Başkanları, işveren temsilcileri, Genel Müdürler, akademisyenler, gazeteciler ve HAK-İŞ teşkilatı katıldı.
Genel Kurul’un açılışını HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Toruntay yaptı.
Toruntay, HAK-İŞ’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle adına ve büyüklüğüne yakışır bir genel kurul gerçekleştirileceğini vurgulayarak, “HAK-İŞ olarak 44 yıllık geçmişimiz ile 14. Olağan Genel Kurulumuzu büyük bir katılım ve coşkuyla gerçekleştirmenin onur ve gururunu yaşıyoruz. Bu muhteşem 14. Olağan Genel Kurulumuzun Konfederasyonumuz HAK-İŞ’e ülkemize, çalışanlarımıza ve emekçilerimize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum” dedi.
Toruntay, 14. Olağan Genel Kurul’un toplanması için yasal çoğunluğun sağlanmış olduğunu belirterek, Genel Kurul’u sevk ve idare etmek üzere divan heyeti seçimi için verilen önergeyi okuyarak oylamaya sundu. Oylama sonucunda Divan Başkanlığına Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Aydınlı seçildi. Divan Başkan Yardımcılıklarına ise HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı ve Öz Gıda İş Sendikası Genel Başkanı Mehmet Şahin, HAK-İŞ Bolu İl Başkanı Hacer Çınar, Hizmet-İş Sendikası Genel Başkanvekili Hüseyin Öz, Öz Büro-İş Aydın İl Başkanı Nefise Şahin seçildiler.
Genel Kurul’a hitaben bir konuşma gerçekleştiren Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, yurtdışı ve yurtiçinden teşrifleriyle Genel Kurul’u onurlandıran tüm katılımcılar ile 44 yıl önce HAK-İŞ’in temellerini atan kurucularımıza teşekkür etti.
Arslan, merhum Genel Başkanımız Necati Çelik’i de rahmetle andı.
15 Temmuz hain darbe ve işgal girişimi ile teröre karşı mücadelede şehit olan güvenlik güçlerimize ve sivil vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet dileyen Arslan, hayatlarının baharında, ekmeğini kazanmak için alın teri dökerken iş kazalarında kaybettiğimiz tüm emekçiler ile 1 Mayıs 2019’da Şanlıurfa’daki kutlamalara giderken yaşanan elim kazada hayatını kaybeden emekçi kardeşlerimizi de rahmetle anarak, tedavileri devam edenlere şifa diledi.
“HAK-İŞ 700 Bin Erdemli Mensubuyla Bir Ulu Çınara Dönüştü”
Hak-İş Genel Başkanı Arslan, Konfederasyonumuzun 14. Olağan Genel Kurulunun icra edildiği bugünü, HAK-İŞ’in gücünü tahkim ettiği tarihi bir gün olarak değerlendirdi.
Yüreğinde emekçilerin vicdanını taşıyanların 44 yıl önce toprağa attığı tohumun, bugün 700 bin erdemli mensubuyla HAK-İŞ isimli bir ulu çınara dönüştüğünü ifade eden Arslan, Genel Kurulumuzu, toprağa tohum saçanların açtığı yolda, uzun, anlamlı, meşakkatli fakat bir o kadar da onurlu emek mücadelesinin 44. adımında icra ediyor olmanın önemine vurgu yaptı.
Arslan, Emekçileri ‘Ülkemizin Geleceğinin Mimarları’ Olarak Nitelendirdi
Ülkemizin tarihi coğrafyası ve uluslararası arenada, yeniden tüm mazlumların umudu, barış ve merhamet adası olarak duruş sergilediği bir dönemde, medeniyet işçilerinin alınteri ve emeklerinin oldukça önemli olduğunu ifade eden Arslan, “Tarih yeniden canlanıyor, coğrafyalar yeniden çiziliyor. Tarihin bu kırılma ânında alınteri ve emek dökenler, ülkemizin geleceğinin mimarları olacaktır” dedi.
“Dünya Emekçilerinin Başarısı Küresel Emeğin Güç Birliği ile Mümkündür”
Emekçilerin medeniyet tasavvurunun sınırlarımızın ötesine uzanarak küresel emek hareketiyle bütünleşmesi sonucu HAK-İŞ’in Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) ve Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC)’un etkin ve saygın bir üyesi olduğunu belirten Arslan, dünya emekçilerinin başarısının küresel emeğin güç birliği ile mümkün olacağını söyledi.
“İnsan ve Alınterini Temel Alan Yeni Bir Sosyal Sözleşme İstiyoruz”
Küresel emeğin güç birliği için HAK-İŞ’in uluslararası emek hareketiyle aynı hedefe yönelerek ortak birikim ve tecrübeyi zenginleştirmeye çalıştığına işaret eden Arslan, Konfederasyonumuzun evrensel taleplerini şöyle yineledi: “Kimsenin geride kalmadığı bir dünya, herkes için refah, herkes için düzgün ve iyi bir iş, daha adil gelir dağılımı, içerisinde, insan olan, emek olan, alın teri olan yeni bir sosyal sözleşme istiyoruz.”
Arslan’dan tüm emekçilere HAK-İŞ’te birleşin çağrısı
Arslan, tüm işkollarında çalışan emekçileri HAK-İŞ’e bağlı sendikalara üye olmaya davet etti. Arslan, “Kendilerine ulaşamadığımız, örgütleyemediğimiz bir işyeri ve emekçi varsa, onların bizden davacı olacağına inanıyoruz” dedi.
Dünyanın derinleşen bir kaosa doğru sürüklenmekte olduğuna işaret eden Arslan, şöyle devam etti: “Küresel canilerin insan neslinin yok edilmesine odaklandığı bir vahşetle karşı karşıyayız. Dünya görmezden gelse de Türkiye olarak biz; milyonlarca Suriyeli mülteciyle sofrasını paylaştı, onlara kucak açtı. Çünkü insanlığın ölmediğini, merhamet damarlarının kesilmediğini birileri insanlığa ihtar etmeliydi. Onun için bu genel kurulumuzla birlikte dünyanın tüm mazlum ve mağdurları için tekrar Emek, Demokrasi, Özgürlük, Adalet için İLERİ diyoruz.”
“Sendikasız İşçilere Ulaşmayı Hedefliyoruz”
Ülkemizde 13.5 milyon sigortalı çalışanın bulunduğunu belirten Arslan, bunların sadece yüzde 13,8’inin sendikalı, geri kalan yüzde 86’sının sendikasız ve örgütsüz olduğuna işaret etti. Arslan, “Bizim sendikasız emekçilere ulaşmak gibi bir sorumluluğumuz var. Bu sorumluluğumuzun gereği olarak, yeni örgütlenme alanları, yeni hedefler, yeni stratejiler belirleyerek sendikasız işçilere ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.
“HAK-İŞ, taşerona çözümün en önemli aktörüdür”
1 milyona yakın taşeron işçisinin kadroya alınarak, çalışma hayatımızın en büyük reformunun gerçekleştirildiğini vurgulayan Arslan, “Bu tarihi reformun en önemli aktörü HAK-İŞ’tir. Bu reformun mimarı başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, dönemin Başbakanına, Bakanlarına, bürokratlarına ve emeği geçen herkese bir kez daha teşekkür ediyoruz. HAK-İŞ olarak bu sorunun çözülmesi için büyük bir mücadele verdik ve çok şükür başarıya ulaştık. Bu başarı hepimizin başarısıdır. Bize inanan, güvenen, bizimle yol yürüyen yüzbinlerce emekçinin başarısıdır” diye konuştu.
“Kadro kapsamı dışında kalan taşeron emekçileri için mücadelemizi sürdürüyoruz”
“KİT’lerde çalışan taşeron işçileri başta olmak üzere, kadro kapsamı dışında kalan bütün taşeron emekçilerin kadroya geçebilmeleri için de mücadeleyi kararlılıkla sürdürdüklerini belirten Arslan, şöyle devam etti: “HAK-İŞ olarak 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçilerin sorunlarının çözümü için mücadeleye devam ediyoruz. Kadroya yeni geçen ve KİT’lerde kadro kapsamı dışında kalan işçilerin ücret artışları yüzde 4 artı 4’te kaldı. Bu arkadaşlarımızın ücretleri enflasyon karşısında eridi. Bu arkadaşlarımız için enflasyon zammı talebimizi her platformda dile getirdik. Getirmeye de devam ediyoruz. Uluslararası kuruluşların, emperyalizmin kullandığı küresel sermayenin, Dünya Bankası, IMF gibi benzeri kuruluşların ülkemize dayattıkları devleti küçültün, kamuyu küçültün anlayışına karşı 1 milyona yakın taşeron işçinin kadroya alınması bu küresel güçlere meydan okumadır. Buradan bu reformu gerçekleştirenlere bir kez daha teşekkür ediyorum.”
“Enflasyon Farkının Ödenmesi için 400 Bine Yakın İmza Topladık”
Taşerondan kadroya geçen emekçiler için HAK-İŞ’in enflasyon farkı talebinde bulunduğunu hatırlatan Arslan, bu talebe ilişkin 400 bine yakın imza toplandığını ve bunun Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanına teslim edileceğini söyledi.
Arslan, “Kadroya yeni geçen ve KİT’lerde kadro kapsamı dışında kalan işçilerin ücret artışları yüzde 4 artı 4’te kaldı. Bu bizim kabul etmediğimiz bir durumdur. Emekliler, işçi emeklileri, Bağ-Kur emeklileri, bütün emeklilere ve tüm kamu çalışanlarına uyguladığı sistemle enflasyon + ücret zamları devam etmiştir. Sayın Bakanımıza da arz ettik. Bu farkı istiyoruz” dedi.
HAK-İŞ olarak, 2019 yılı Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmesi teklifini de geçtiğimiz hafta Bakanlığa sunduğumuzu belirten Arslan, “Bu bağlamda, kadroya geçen işçiler ile kapsam dışında bırakılan taşeron işçilerin de çerçeve protokole dahil edilmesini ve artışlardan yararlanmasını istiyoruz” dedi.
HAK-İŞ olarak sonuna kadar masada kalmaya, müzakere etmeye devam edeceğimizi belirten Arslan, şunları kaydetti: “Bu yolun barış ile sonuçlanacağına inanıyorum. Sayın bakanın başta asgari ücret olmak üzere, bu toplu iş sözleşmelerinin de masada biteceğini umut ediyorum. İnşallah bunu da başaracağız.”
“Geçici İşçilerin Çalışma Süreleri 9 Ay 29 Güne Çıkarılmalı”
Arslan, Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmesi teklifi ve görüşmelerinde, 696 sayılı KHK ile çalışma süreleri 9 ay 29 güne kadar çıkartılan mevsimlik ve geçici işçilerin, çalışma sürelerinin 9 ay 29 gün üzerinden devamlı hale getirilmesini de talep ettiklerini aktardı.
“Emeklilikte yaşa takılanlar için çözüm üretilmelidir”
Son günlerde Türkiye ekonomisi üzerine bazı oyunlar oynandığına dikkat çeken Arslan, “Bu oyunları Türkiye’yi yeniden IMF kapılarına götürme çabası olarak görüyoruz. IMF’nin yeniden Türkiye’ye gelmesini asla kabul etmiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Hükümetimizin IMF ile çalışmama konusundaki kararlılığını buradan bir kez daha tebrik ediyor ve destekliyoruz. IMF politikalarının ortaya çıkardığı Emeklilikte Yaşa Takılanlar konusu bugün çalışma hayatının önemli sorun alanlarından birini oluşturmaktadır. HAK-İŞ olarak, prim ödeme gün sayısını doldurmuş, ancak yaş nedeniyle emekli olamayanlardan, özellikle işten çıkarılan, çalışma gücünü kaybetmiş ya da sektörde iş bulamayanlar için çözüm üretilmesi gerektiğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Bütün Çalışanların Kıdem Tazminatına Kavuşacağı Güçlü Bir Model İstiyoruz”
Arslan, kıdem tazminatı tartışmalarına değinerek, “Kıdem tazminatının kaldırılması, yok edilmesi, düşürülmesi gibi bir yaklaşımı asla kabul edemeyiz. Kıdem tazminatında kazanılmış haklardan geriye gidişe neden olmayacak ve istisnasız bütün çalışanların kıdem tazminatına kavuşacağı güçlü bir model istiyoruz. Yüzbinlerce özel sektör işçisi kıdem tazminatı alamıyor. Bu konudaki sorunlar giderilsin, bütün çalışanlar kıdem tazminatı alabilsin. Kazanılmış haklardan geriye gitmeyen yeni bir model istiyoruz. Bunlara artı bir model getiremeyenler şunu diyorlar: Kıdem tazminatı modeline dokunmayın. Mazlumların, mağdurların en kötü şartlarda çalışıp, üç kuruş ekmek parası için alın teri akıtanların haklarını savunmayacak mıyız? Dolayısıyla siz eskimiş, işe yaramayan sadece kamu işçilerinin kıdem tazminatı sistemine karşı sessiz kalırsanız, vebal altında kalırsınız. Herkesin bu konuyu anlamasını istiyoruz” dedi.
“HAK-İŞ Asgari Ücret Masasında Olmak Zorundadır”
Asgari ücret ve tespit komisyonu hakkında açıklamada bulunan Arslan, şunları kaydetti: “Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısı, demokratik katılım ve temsile uygun hale getirilmelidir. Asgari ücret, işçinin ailesiyle birlikte geçimini sağlayacak şekilde belirlenmelidir. Bütün ücretlilerin, ocak ayında almış olduğu maaş yüzde 15’lik vergi dilimine tabii iken, önce yüzde 20’ye, sonra yüzde 27 ve yüzde 36’ya kadar çıkmaktadır. Bu oranların indirilmesini talep ediyoruz. Türkiye’de asgari ücret belirlenirken, çalışanların yüzde 50’sinden fazlasını ilgilendiriyor. Masada hükümet var, işçileri temsil eden DİSK var, işçi kesiminde masa eksik, sandalye eksik. Türkiye’nin en büyük toplu sözleşmesinde HAK-İŞ yok. Bunu demokrasi diye bize kimse anlatamaz. Biz masada olacağız, HAK-İŞ asgari ücret masasında olacak, olmak zorunda. En büyük toplu iş sözleşmesi yapılıyor ve hakiş o masada yok. Benim anlamadığım TC’nin tarihinde en büyük reformcu AK Parti hükümetinin asgari ücret komisyonunun arkasında olmasını anlamıyoruz. Meydan birilerine kalınca, asgari ücrette kendilerini karar sahibi görenler, Türkiye’de nelerin konuşulduğunu, tartışıldığını gördük. HAK-İŞ’in ve DİSK’in orada olması son derece doğaldır. Sadece HAK-İŞ’in olmasını istemiyoruz. Üyelerimiz oranında temsil edilelim. Asgari ücret kişinin kendisi değil, ailesinin de geçimini sağlayacağı bir ücret olarak kabul edilir ve bu doğrultuda hareket edilmesini istiyoruz.”
Diğer yandan iş kazaları, sosyal ve ekonomik bir yara olarak, çalışma hayatının en önemli sorun alanlarından biri olmaya devam etmektedir. İnsana saygı temelinde iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin artırılmasını istiyoruz. Başta iş kazaları ve kayıtdışı istihdamın önlenmesi olmak üzere, çalışma hayatında yaşanan her türlü sorunun çözümü için sendikal örgütlenmenin önemine inanıyoruz.”
“İşten Çıkarmalar ve Baskılara Karşı Mücadelemiz Devam Edecek”
Hak-İş Genel Başkanı Arslan, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından yönetimleri el değiştiren CHP ve HDP’li bazı belediye Başkanlıklarında üyelerimize yönelik işten çıkarmalar, sürgünler ve sendikalarımızdan istifalara ilişkin mücadelemizin kararlılıkla devam ettirileceğini vurguladı.
“600’e Yakın Üyemiz İşten Çıkarıldı, 17 Bin 500 Üyemiz İstifa Ettirildi”
600’e yakın üyemizin işten çıkarıldığı ve 17 bin 500 üyemizin sendikalarımızdan istifa ettirildiği bilgisini paylaşan Arslan, “İşten çıkarılmalara, sürgünlere, sendika değiştirme baskılarına karşı bir mücadele başlattık. Toplam 6 bin HAK-İŞ üyesi ile Bolu’dan Ankara’ya “Emek ve Adalet” yürüyüşü gerçekleştirdik. Bu yürüyüşümüzle Türkiye sendikal hareketi için yeni bir çığır, yeni bir ufuk açtık” dedi.
Emek ve Adale Yürüyüşü’nde 200 kilometre yol katedildiğini belirten Arslan, “Yağmurda, çamurda, doluda, yokuşta, inişte 200 kilometrelik onurlu bir yürüyüş gerçekleştirdik. Asla vazgeçmedik, geri adım atmadık. Sonuç alıncaya kadar, işten atılanlar işlerine dönünceye, sendikal baskılar son buluncaya kadar mücadelemiz devam edecektir” dedi.
“Arkadaşlarımız İşlerine Dönsünler, Toplu Sözleşmeler İmzalansın”
“Zulme susarsam vebal altında kalırım. Bunlara teslim olmayacağız, sonuna kadar mücadele edeceğiz” diyen Arslan, “Şunu bilin onların hakkı sizi yalnız bırakmayacak. Hesap günü gelecek ve hesap vereceksiniz. Bizim hiçbir siyasi parti ile kavgamız olamaz. Hiçbir partinin önünde, sağında, solunda olmadık. Biz özgür bir örgütüz, konfederasyonuz. Kimsenin arka bahçesi değiliz. Ama bizi ısrarla, inatla bir yere kategorize edenlere de susamayız ve onlara da gereken cevabı vermemiz gerekiyor. Bolu’da sadece ekmekleri için işlerinden atılan arkadaşlarımız için konuşuyoruz. Sesimizi duyurmak istedik, duymadılar, anlayın dedik, anlamadılar. Bize yürüyüşten başka imkan bırakmadılar. Bolu’dan Ankara’ya 200 km yürüdük. Sayın Kılıçdaroğlu ve CHP yetkililerine mektup yazdık, randevu talep ettik. Bizi anlayın, bizi duyun, bizi farkedin, bizim feryadımıza sakın ha kulaklarınızı tıkamayın. Biz adalet, özgürlük, ekmeğimizi ve geleceğimizi istiyoruz, başka bir talebimiz yok. Bu taleplerimizin yeniden gözden geçirilmesini istiyoruz. Seçim öncesi vaatlerinizi unutmayın. Seçim bitti seçim öncesi konuşmaları bir kenara koyduk. Yeni bir dönem var, gelin masada oturalım, müzakere edelim, arkadaşlarımız işlerine dönsünler, toplu sözleşmeler imzalansın. Kol kola bu masadan birlikte kalkalım. Bizim derdimiz işçiler, emekçiler ve onların hakları. Kılıçdaroğluna buradan bir kez daha seslenmiş olalım.”
Arslan, Bütün Emekçileri Birlikte Mücadele Etmeye Çağırdı
Arslan, bütün emekçileri sürgünlere, baskılara karşı direnmeye, işten çıkarmalara tekrar yürümeye ve gerekirse açlık grevi yapmaya çağırdı.
Kaynak: Hak-İş
Basın Bürosu
Yayımlanma Tarihi: 10 Temmuz 2019 Çarşamba