Genel Başkanımız Mehmet Şahin: Çanakkale savaşı emsalsiz bir savaştır
Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı ve Sendikamız Genel Başkanı Mehmet Şahin, “18 Mart 1915 de yapılan Çanakkale savaşında kısa süre içerisinde işgal edileceği düşünülen bir ülkenin nasıl direndiğini ve manevi gücünün hesaba katılmadığı Türk askerinin kanının son damlasına kadar nasıl savaştığını ve tarihe ‘’ Çanakkale geçilmez” diye not düşüldüğünü gösteren emsalsiz bir savaştır” dedi.
Genel Başkanımız Mehmet Şahin Çanakkale Deniz Zaferinin 104. yıl dönümü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi:
Çanakkale, bin yıllık tarihimizin her anına damga vuran istiklal ve istikbalimizin, kararlılığımızın, iman gücümüzün, çok büyük fedakarlıklarla bir kez daha teyit edildiği yerdir. Tarihinin en önemli savaşlarından birisini Çanakkale’de yaşayan Türk milleti, 251 bin şehit vermesine rağmen bir karış toprağını düşmana teslim etmemiştir. Çanakkale Savaşlarında verilen olağanüstü mücadele, kıymetli vatan şairi Mehmet Akif Ersoy'un Çanakkale şehitlerine yazdığı şiirde de vurguladığı gibi, tarihe sığmayacak kadar büyüktür.
Çanakkale Zaferi, Türk milletine büyük bir onur ve güven kazandırmıştır. Çanakkale Savaşı, bir kahramanlık abidesi olmakla birlikte, savaşan ülke ve milletleri birbirine yakınlaştıran yönüyle de dünya tarihinde müstesna bir yere sahiptir. Dünya harp tarihi, Çanakkale’de Türk askerinin insancıllığını dehşetli harp sahasında bile düşmanından esirgemediğini, merhametini ve şefkatini de tüm insanlığa örnek olacak şekilde ortaya koyduğuna şahit olmuştur.
Çanakkale’de savaşıp, bir kolu ile bir ayağını kaybeden Fransız Generali Bridges, yurduna döndükten sonra anlattığı bir savaş hatırasında şöyle diyor:
“Fransızlar, Türkler gibi mert bir milletle savaştıkları için daima iftihar edebilirsiniz.” Hiç unutmam, savaş sahasında dövüş bitmişti. Yaralı ve ölülerin arasında dolaşıyorduk. Az evvel, Türk ve Fransız askerleri süngü süngüye gelip ağır zayiat vermişlerdi. Bu sırada gördüğüm bir hadiseyi ömrüm boyunca unutamayacağım. Yerde bir Fransız askeri yatıyor, bir Türk askeride kendi gömleğini yırtmış onun yaralarını sarıyor, kanlarını temizliyordu. Tercüman vasıtası ile şöyle bir konuşma yaptık:
– Niçin öldürmek istediğin askere yardım ediyorsun? Mecalsiz haldeki Türk askeri şu karşılığı verdi:
“Bu Fransız yaralanınca cebinden yaşlı bir kadın resmi çıkardı. Bir şeyler söyledi, anlamadım ama herhalde annesi olacaktı. Benim ise kimsem yok. İstedim ki, o kurtulsun, anasının yanına dönsün”. Bu asil ve alicenap duygu karşısında hüngür hüngür ağlamaya başladım. Bu sırada, emir subayım Türk askerinin yakasını açtı. O anda gördüğüm manzaradan yanaklarımdan sızan yaşlarımı dondurduğunu hissettim. Çünkü, Türk askerinin göğsünde bizim askerinkinden çok ağır bir süngü yarası vardı ve bu yaraya bir tutam ot tıkamıştı. Az sonra ikisi de öldüler…”
Vatan toprağının kutsiyetini bilen ve bu uğurda şehit olmak için ölüme kol kola giden askerlerimiz ile ne kadar övünsek azdır.
İleri atılıp sellercesine,
Göğsünden vurulup tam ercesine,
Bir gül bahçesine girercesine,
Şu kara toprağa girenlere...
Bizlerden selam olsun
Bir kez daha Çanakkale Zaferi’nin 104. yıldönümünü kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere, tüm kahramanları rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyorum.
Bu vesile ile İnsanlığa karşı bir tehdide dönüşen İslam düşmanlığını dünyanın her yerine yayma çabasında olan cani bir teröristtin Yeni Zelanda’da Müslümanlara yönelik saldırısını şiddetle lanetliyor, Yeni Zelanda halkına başsağlığı diliyorum. Bu saldırı, İslam karşıtlığının ve Müslüman düşmanlığının geldiği noktayı göstermektedir. Artık dünyanın, nefret diline, ayrılıkçı, İslam'ı korku şeklinde gösteren bu tür yaklaşımlara karşı birlik olmasını temenni ediyorum.
Basın Bürosu
Yayımlanma Tarihi: 18 Mart 2019 Pazartesi