Finansal tetikçiler devrede: Hedef Türkiye
Bir zamanlar küresel ekonomik düzenin baronları için finansal tetikçilik yapan ekonomist John Perkins, finansal tetikçilerin yeni dönemde hedefinin Türkiye olduğunu söyledi. Perkins, “Bunlar sadece ABD için değil birçok farklı hükümet için çalışıyor. Türkiye IMF’den uzak dursun” dedi.
Başta döviz ve faiz olmak üzere Türkiye'de yaşanan sert ekonomik hareketin aslında 'ekonomik saldırı' olduğu bir kez daha teyit edildi. Bir zamanlar ‘küresel ekonomik düzenin baronları için finansal tetikçilik’ yapan yazar ve ekonomist John Perkins, finansal tetikçilerin Türkiye gibi gelişen ekonomileri hedef aldığını söyledi.HİÇBİR ŞÜPHEM YOK
“Türkiye gibi gelişen ekonomileri hedef alan ekonomik tetikçilerin olduğu konusunda hiçbir şüphem yok” diyen Perkins, “Bu günlerde, bu tetikçiler sadece ABD için değil birçok farklı hükümet için çalışıyor. Sistem, bir ülkeyi diğer bir ülkeyle rekabete sokarak işliyor. Böylece çok büyük vergi ve gelir kazanımları elde ediyorlar. Büyük şirketlere fayda sağlayacak çeşitli politikaların oluşturulmasını sağlayarak çıkar sağlıyorlar. Fakat bu tetikçiler operasyon düzenledikleri ülkenin halkına zarar veriyor” şeklinde konuştu. İlk kitabını 2004’te “Bir Ekonomik Tetikçi’nin İtirafları” adıyla yayımlayan Perkins, son dönemde yaşanan bilinçli saldırılara dikkat çekti.
IMF'DEN UZAK DURUN
Perkins, son dönemde ABD yönetiminin Türkiye üzerinde ekonomik baskı oluşturmaya çalışmasına ilişkin olarak ise, “Türkiye’ye IMF’den (Uluslararası Para Fonu) uzak durmasını öneriyorum. Bugün, Katar gibi birçok farklı seçenek mevcut. Türkiye gibi ülkeler, bu teklifleri Çin, ABD ve Körfez ülkelerindeki finans kuruluşlarının birbirleriyle yarışması için avantaj sağlamak amacıyla kullanabilir. Bu şekilde Türkiye’nin daha iyi anlaşmalar yapmak için elinde seçenekleri olur. Türkiye, dış borçtan kaçınmak için her şeyi yapmalı. Türkiye gibi ülkeler, kesinlikle Rusya, Çin ve Körfez ülkeleri gibi ülkelerle müzakere etmeli” önerisinde bulundu.
Yolsuzlukla verilen borçlar reddedilmeli
Gelişmekte olan ekonomilerin borç yüküne karşı güçlü durması gerektiğine de dikkan çeken Perkins konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ekonomik tetikçilerin nasıl çalıştığına dair İzlanda, Arjantin ve Ekvador bize örnek sunuyor. Benim tavsiyem şu; gelişen ekonomiler bir araya gelerek kendilerine adaletsiz şekilde, yolsuzlukla verilen borçları ödemeyi reddetmeli. Bugün ekonomik tetikçiler benim zamanımdan daha etkili durumdalar. Biz daha fazla kar etmek istiyorduk, Amerikan şirketlerinin kaynakların kontrolünü ele geçirmesini sağlamaya çalışıyorduk. Bugün halen benim işim gibi işler mevcut. Buna ek olarak, her uluslararası şirketlerin, Walmart’tan Nike’a ve Exxon’a kadar, arada aklınıza gelen her şirketin kendi ekonomik tetikçi versiyonu var. Bunlar genelde ülkeye zarar veren fakat kendi çıkarlarına hizmet eden anlaşmalara varılması için çalışırlar.” Perkins, özellikle ABD güdümünde olmayan alternatif pazarların önemine dikkat çekti.
- Strateji: Boyun eğdirmek
- Perkins 1970’li yıllarda merkezi Boston’da bulunan Chas. T. Main adlı stratejik danışmanlık şirketinde çalıştı. 2004 yılında yayımladığı “Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları” adlı kitabında Perkins, bu şirkette baş ekonomist olarak yıllarca Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler, Uluslararası Para Fonu (IMF) gibi çok sayıda önemli uluslararası kuruluşa danışmanlık yaptığını ileri sürdü. Kitapta gelişmekte olan ekonomilerin tartışmalı altyapı projelerinin finansmanı yoluyla ağır borç yükü altına sokulduktan sonra giderek batılı egemen güçlere bağımlı hale getirildiği örneklerle anlatıldı.
ABD Başkanı Donald Trump’ın uluslararası ticaret politikalarının küresel ekonominin geleceği için büyük risk teşkil ettiğini vurgulayan Perkins, “Başkan Trump geleneksel uluslararası ilişkileri ve küresel ekonomiyi alt üst etmeye baş koymuş gibi görünüyor. Bildiğiniz üzere Türkiye kendisinin yaptırım ve gümrük vergisi getirdiği tek ülke değil. Trump’ın politikaları ABD için, Türkiye için ve tüm dünya için son derece tehlikeli. Washington’ı mantık alanına geri çekmek için elden gelen her şey yapılmalı. Umuyorum ki bunun sağlanması yolunda Türkiye diğer ülkelere katılacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: YeniŞafak
Yayımlanma Tarihi: 28 Ağustos 2018 Salı